Küçük Prens

Küçük Prens, hakikatin ne olduğunu bulmak için gezegenini terk eder ve insanın en iyi gönül gözüyle görebildiğini öğrenir.

Küçük Prens, bir evden çok da büyük olmayan bir asteroitte yaşıyordu. Tek arkadaşı da konuşan bir güldü. Bir gün evrenin sırlarını araştırmak için gezegeninden ayrıldı. Çeşitli gezegenlerde bir dizi yalnız figürle karşılaşır; kendinden başkasıyla ilgilenmeyen, hiçbir insani birliktelik bilmeyen yetişkinlerle: Mesela rüya alemine hükmeden bir kral, alkolikliğini unutmak için içen bir sarhoş, hayranlık peşinde koşan bir narsist.

Sonunda Prens Dünya’ya varır. Burada daha sonra kendisinin masalını anlatacak anlatıcı ve ona aşkı açıklayan bir tilkiyle karşılaşır: “İnsan en iyi gönül gözüyle görür. İçyüzünü göz sezemez.” Evine, gülüne ulaşmak için Prens zehirli bir yılana ısırtır kendini.

Antonie de Saint-Exupéry’nin “Küçük Prens” kitabı İncil’den sonra tüm zamanların en çok çevrilmiş kitabıdır. Büyüklere ve küçüklere yönelik çok katmanlı bir masal, dış özelliklerin aşka ve dostluk gibi görünmez değerlerden sıklıkla daha önemli olduğu yetişkinlerin dünyasına bir eleştiri.